MERKEZ BANKALARI GERÇEKTEN BAĞIMSIZ MIDIR?
(1)
Hiç bir Merkez Bankası ekonominin hızını tam olarak
belirleyemez.
Nasıl mı?
Bir Merkez Bankası enflasyon oranını yayımladığında aslında
bu geçen ayın rakamlarıdır.
Yani rakamları yayımladığında belki de bir takım veriler
çoktan değişmiş bile olabilir.
Dünya borsalarında işlem gören büyük emtiaların(çelik,
alüminyum, petrol) fiyatlarında ani değişiklikler olsa bile bunların tüketici
endekslerini etkilemesi aylar sonra gerçekleşebilir.
...ve bir Merkez Bankası bu değişikliklerin ileride
tüketiciye yansımasını ancak tahmin edebilir; tahminini yayımladıktan sonra
fiyatlarda tekrar oynama olabilir.
O halde Merkez Bankasının enflasyon tahmin istatistikleri
ileriyi görerek değil geçmişe dayalı rakamları ele alarak yapılır.
Çoğunlukla Merkez Bankalarının bağımsızlığından bahsedilir
fakat Dünyada hiç bir ülkede tam bağımsız Merkez Bankası yoktur. Çünkü MB
başkanları hükümetler tarafından atanırlar.
Hükümetlerin seçmenlere vaadleri arasında refah düzeyinin
artırılması, üretimin ve büyümenin sağlanması ve bununla birlikte de ülke
parasının değerinin çok fazla oynak olmaması gibi ekonomik hedefler vardır.
Bunları geekleştirmek için önemli bir yük MBankalarının üzerine yüklenir. Yani
hükümetler sırtlarındaki yükün bir kısmını MBankalarına yüklerler.
MB’larının en önemli işlevi ekonominin büyüme ve küçülmesini
kontrol edebilmektir.
Ekonomi büyür, işletmeler kâr eder, faizler düşer, insanlar
tasarruf etmek yerine borçlanır ve harcarlar bu ise enflasyonun artmasına yol
açar.
Bu durumda MB’ları faizleri yukarı doğru çekerek insanların
harcama yapmak yerine tasarrufa yönelmelerini temin etmeye çalışır.
MB’ları faizleri bir çok enstrümanı kullanarak artırır yada
azaltır.
Mesela;
MB belirlediği faiz baz puanını değiştirir ve hemen akabinde
özel bankalar da kendi tasarruf ve kredi faizlerini MB’nın baz puanına göre
düzenler.
Ya da; açık piyasa işlemi yapar yani hükümetlerin bono ve
tahvil işlemlerini etkiler.
Ya da; bankaların fonlarının bir kısım karşılığını
kendilerinde depolama zorunluluğu
getirirler. Duruma göre de bu depolama oranlarıyla oynayarak hem faiz döviz
dengesini kurmaya çalışırlar hem de bankaların kullandırabilecekleri kredi
oranlarını düzenlerler.
Karışık biraz.
Zaten karışık olmalı ki halk uluslararası para düzenini çok
fazla anlamasın.
Kural basittir; Finansal sistem ne kadar karışık olursa,
sistemi kuranlar o kadar kolay yönetebilir.
Amaç da basittir; Bir ülke uluslararası finansal sistemden
bağımsız bir başka sistem geliştiremesin ve faiz, döviz, borsa üçgeninde
tıkanıp kalsın.
Bir hükümetin en büyük başarısı, para ve enflasyon
ilişkisinde yeni bir sistem tasarlayabilmesindedir.
Bu ise var olan düzende MB’larının geçmişe yönelik gözlemle ileriyi tahmin edebilmesinde değil, tamamen ileriye bakarak geleceği tahmin edebilmesindeki inceliktedir.