Babamı son gördüğümde çok
ihtiyarlamış buldum. Bu yüzden birkaç haftadır maneviyatım düzelmiyor.
Adamcağızın saçları kül rengi hâle gelmiş. Asıl kötüsü, ayakları dahil, bütün
bedeni ufalmış gibi geldi bana.
Koca adam, sanki yıkanmış keten
bezi gibi çekmiş!
Annemle sekiz yıldır ayrılar. Bu
yıl yatılı okulda benim altıncı senem. Bir kaç senedir de annemden habersiz
babama gidip geliyorum. Yaz tatillerinde annemleyim. Okulda velîm de annem.
Babamı son gördüğümde çok
ihtiyarlamış buldum. Bu yüzden birkaç haftadır maneviyatım düzelmiyor.
Adamcağızın saçları kül rengi hâle gelmiş. Asıl kötüsü, ayakları dahil, bütün
bedeni ufalmış gibi geldi bana. Koca
adam, sanki yıkanmış keten bezi gibi çekmiş!
Annemle sekiz yıldır ayrılar. Bu
yıl yatılı okulda benim altıncı senem. Bir kaç senedir de annemden habersiz
babama gidip geliyorum. Yaz tatillerinde annemleyim. Okulda velîm de annem.
Eskiden ikisi de beni
birbirlerine karşı koz olarak yetiştirmeye çalışırlardı. Her fırsatta
birbirlerini bana kötülerlerdi. Lise 1’den bu yana, böyle çekiştirmelere çok
kızdığımı onlara sert çıkışlarla belli ettim. Artık vazgeçtiler.
Babamla annem hâlâ kanunen
evliler. Babamın emeklilikte dokuzuncu yılı doluyor. Emeklilik bunalımını sanki
bizi terkederek atlattı. Bu yüzden onu hiç affetmiyorum. Dargınlıkla karışık
bir diyaloğum var onunla. Altı tane halamın üçü dul. Babam çoğunlukla onların
evlerine gidiyor. Kendisini ablalarına baktırıyor. Daha başka üslendiği yerler
de var mıdır bilmiyorum. Ben onu aradım mı halalarım vasıtasıyla bulurum.
Annem babam bir türlü gözden
çıkaramadı. Bizler de öyle. Yazları bizim evde kız kardeşim, annem ve benden
başka dördüncü bir karakter daha var gibi. Babam sanki her an mânen aramızda.
Annem arada sırada ona gittiğimi
tahmin ediyor olabilir. Ediyorsa, bunu dile getirip açıkça eşelemekten
sakınıyor demektir.
Okulda benim ailevî durumumu
yalnız idare ve sınıf öğretmenimiz biliyor. Arkadaşlarımın haberi yok.
Gizliyorum.
Bir haftadır üzerinde çalıştığım
sosyoloji ödevi yarın teslim edilecek. Benim konum ayrılma ve boşanmalar.
Kendim seçtim. Geçen hafta kitaplıkta literatür aranırken bir kitapta, şöyle
bir cümle yakaladım: “ Geri dönüşün umudu veya korkusu, bazen bir ömür boyu
sürer gider.” Ne kadar da doğru bir gözlem!
Ben annemin bütün öfke ve
küskünlüğünün altında büyük bir sevgi, bir özleyiş ve bir bağışlama duygusunun
yer yer açığa çıkan kıpırdanışlarına az mı tanık olmuşumdur? Öyle anlar bilirim
ki, kapımız gıcırdasa zavallı anneciğim babamız geldi sanarak boşu boşuna
sevinmiş, heyecanlanmıştır.
Şu ödeve bizim aile yaşantımızdan
gerçek alıntılar getirseydim, ne esaslı bir çalışma olurdu! Oysa bu ödevler sınıfın huzurunda
birer birer okunacaklar.
Ödeve katmak istediğim çok şey
içimde kaldı. Deminden beri düşündüğüm şeyleri bu deftere de yazmasaydım çok
fena olacaktım. Şu anda da pek iyi sayılmam ya. On yedi yaşında bir yatılı
öğrencinin efkârını dağıtmaya ne yapması gerekir? Bazıları gibi ben tuvalette
gizli gizli sigara da içmiyorum. Etüdün bitmesine daha altı dakka var. Tenefüste
kantinde kendimi meşrubata boğacağım.
NOT:Buöyküdekurgu(fiction)unsurlarıyerine,daha ziyade otobiyoğrafik izlersözkonusudur. Sosyolojik bir
öykü örneğidir.
Doç. Dr. Sinan ÇAYA
-------------------------------------------
Not: Bu yazımız, Sosyoloji Araştırmaları Atölyesi ve
Yazarlık Atölyesi (Öykü Yazarlığı Konusu) kursiyerlerine ışık tutması amacıyla
yayımlanmıştır.